TARIM ORMAN İŞ SENDİKASI BAŞKANI DURMUŞ: YANGININ ÇIKMASINDA EN GÜÇLÜİHTİMAL ENERJİ NAKİL HATLARIDIR

TARIM ORMAN İŞ SENDİKASI BAŞKANI DURMUŞ: YANGININ ÇIKMASINDA EN GÜÇLÜİHTİMAL ENERJİ NAKİL HATLARIDIR

Türkiye'de bir haftaya yakın süredir kontrol altına alınamayan orman yangınları ile ilgili incelemelerini aktaran Tarım Orman İş Sendikası Genel BaşkanıŞükrü Durmuş, "Bana sorarsanız...

CEM HAYAT - EREN YILMAZ

Türkiye'de bir haftaya yakın süredir kontrol altına alınamayan orman yangınları ile ilgili incelemelerini aktaran Tarım Orman İş Sendikası Genel BaşkanıŞükrü Durmuş, "Bana sorarsanız en güçlü ihtimal enerji nakil hatlarıdır. O dağıtım şirketleri cebinden çok vatandaşı ve Türkiye’nin geleceğini de düşünmek durumunda. Maalesef öyle olmuyor" dedi.

Durmuş, yangının termik santrale sıçrama ihtimali konusunda, termik santralin öncelenmesi durumuna, "Batsın onların termik santralleri, batsın onların beş yıldızlı otelleri. Yanarsa yansın otelleri, umurumda da değil. Türkiye yanıyor, canlılar ölüyor. Burada bir kaplumbağa kadar değeri yok o beş yıldızlı otellerin benim gözümde. Tabii ki yanmasın, hiçbir yer yanmasın ama bizimkilerin kafası sermayeyi korumakta" diyerek tepki gösterdi.

"EN GÜÇLÜ İHTİMAL ENERJİ NAKİL HATLARI"

"Sıcaklığın 44’lü derecelere yükselmesi, nem oranının yüzde 10’lar seviyelerine düşmesi ve saatte 50 km’yi aşan bir rüzgarın olması yangına çok uygun bir zemin oluşturdu" sözleri ile iklim koşullarının da yangının büyümesinde etkili olduğunu kaydeden Durmuş, yangına ormanlardan geçen elektrik iletim hatlarının yol açmış olabileceğini söyledi. Durmuş, "O bölgede elektrik hatları bakımsız, eski ve çoğunluğu orman alanından geçiyor. Sahil şeridinin tamamının enerji hatları orman alanından geçiyor ve aşırıısınma sonucu hatlar gevşiyor, rüzgarla da sallanıyor. Ağacın dalına çarparak ark yapıyor, ya da teller birbirine çarparak kıvılcım saçabiliyor. Böyle olduğu kanaatindeyiz çünkü geçmişte bunu Adrasan yangınında gördük, tespit ettik. Tabii o dönem, dönemin bakanı Veysel Eroğlu ısrarla yangının sera atıklarından çıktığını söyledi. Araştırdık, enerji dağıtım şirketi CLK; yani Cengiz, Limak, Kolin ortaklığı. Sayın bakan onlara tazminat çıkmasın diye o yangını faili meçhul olarak kayıtlara geçirdi. Bugün şu araştırılmalıdır: Terör örgütü yaptı deniyor, terör örgütü yapabilir mi, yapar. Kundaklama olabilir, uluslararası bir sabotaj olabilir, birinin ihmali olabilir. Ama bana sorarsanız en güçlü ihtimal enerji nakil hatlarıdır. O dağıtım şirketleri cebinden çok vatandaşı ve Türkiye’nin geleceğini de düşünmek durumunda. Maalesef öyle olmuyor" dedi.

"BATSIN 5 YILDIZLI OTELLERİ TÜRKİYE YANIYOR, CANLILAR ÖLÜYOR"

Orman yangınlarında otellerin ve sanayi-enerji tesislerinin öncelenmesine tepki gösteren Durmuş, orman yangınlarında önce doğanın ve yaban hayatının öncelenmesi gerektiğine dikkat çekti:

"Kamuoyuna, santral zarar görecek şekliyle yapılan açıklamalarışununla bağdaştırmak lazım. Hatırlarsanız Adrasan yangını için dönemin bakanı Eroğlu, ‘Çok şükür otelleri yanmaktan kurtardık.’ Benim umurumda değil termik santral, benim umurumda değil beş yıldızlı turistik oteller. Benim umurumda olan oradaki ekolojik denge. Orada insanlar ölüyor, orada canlılar ölüyor, doğa ölüyor. Batsın Limak’ın, Kolin’in, CLK’nın dağıtım şirketi. Batsın onların termik santralleri, batsın onların beş yıldızlı otelleri. Yanarsa yansın otelleri, umurumda da değil. Türkiye yanıyor, canlılar ölüyor. Burada bir kaplumbağa kadar değeri yok o beş yıldızlı otellerin benim gözümde. Tabii ki yanmasın, hiçbir yer yanmasın ama bizimkilerin kafası sermayeyi korumakta. Termik santralin o ormanın içinde olmaması gerekir. Derhal kapatılması gerekir, ben bunu savunamam. Bu ihanettir, böyle bir şey olamaz".

"KANUN DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASAYA AYKIRI"

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ormanlarda yapılaşma yetkisi veren kanun değişikliğine de tepki gösteren Durmuş, değişikliğe "İhanettir, asla kabul edilemez. Yanan alanlar sermayenin rantına dönüşecektir. Turizm Bakanlığı sadece turizme yatırım yapar. Bu, anayasayı ihlaldir. Anayasanın 169. Maddesine aykırı bir düzenlemedir. Biz bunu Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürecek süreci başlattık. Bu yasa, ihanet yasasıdır, derhal geri çekilmelidir. Gerekli hukuki mücadele yürütülecektir" dedi.

"ORMANLAR İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERİDİR, KORUNMASINDA İTİBAR GÖZETİLEMEZ"

Orman Genel Müdürlüğü'nün ve Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gerekli önlemleri almamasına rağmen dışarıdan gelen yardım taleplerini reddetmesinin yangınların bu kadar büyümesinde etkili olduğunu kaydeden Durmuş, "Avrupa Birliği’nden destek talep edilmiş. Bu çok önemli çünkü daha önce Yunanistan, hemen uçak verebileceğini açıklamıştı ama ne yazık ki hükümetimiz bunu kabul etmedi. Hatta dün Fahrettin Altun’un, ‘Birileri ülkemizi yabancılara karşı küçük düşürmeye çalışıyor’ söylemi son derece yanlıştır. Çünkü ormanlar bir ülkenin mülki sınırları içinde olabilir ama ormanlar insanlığın ortak değeridir, korunması yönünde bir itibar gözetilmez"dedi.

"OGM İŞ GÜVENLİĞİ'NDE SINIFTA KALDI"

Yangınla mücadelede işçi sağlığı ve güvenliğinin gözardı edildiğini savunan Durmuş, "Yani bu dünya ölçeğinde kabul edilen, yangınla mücadelede koruyucu elbisenin mutlaka olması gerekir. Oksijen maskesi olması gerekir. Elbiseleri yangına dayanıklı olması gerekir, maalesef bu değil. Yetkililerin bu konuda sadece ekonomik olarak bu yükün altına girmek istemediklerini biliyorum" diyerek eksikliklere dikkat çekti.

Yangına müdahalede sorumlu personele standartlara uygun koruyucu elbiselerin OGM tarafından verilmesi gerektiğinin altınıçizen Durmuş, şunları ekledi: 

"İşçiler, ‘Ben bununla hareket edemiyorum, bu bizim koşullarımıza uygun değil’ diyebilir. Geçmişte Antalya’da Gündoğmuş yangını oldu, orada da dönemin Orman Genel Müdürü, ‘Bizim arazi koşullarımıza bu uygun değil, hareket kabiliyetimizi azaltıyor’ demişti. Böyle bir gerekçe asla doğru değildir. Sadece ekonomik boyutundan, yani insana verdikleri değer de ortaya çıkıyor. Maalesef kurum bunlardan kaçınıyor. Orman muhafaza memurlarının giydiği elbiselerin tamamı yüzde yüz polyesterdir. Yani tutuştuğunda hemen yanar. İnsan vücudu yangına çok hassastır, yağlı olduğu için hemen tutuşabilir. Bu konuda maalesef kurum sınıfta kaldı. Çalışma usul ve esaslarını yasa belirler."

"İŞÇİÇALIŞACAKSA ÖNCE KENDİ GÜVENLİĞİNİ ALACAK"

Personelin koruyucu ekipman kullanmak istememesi ile ilgili eleştirilere de değinen Durmuş, "Bu konuda denetimci, yönetenlerdir. İşçi bu koşullarda işe alındıysa bunları giymek zorundadır. İşçinin inisiyatif kullanma hakkı yoktur. Çalışacaksa, önce kendi güvenliğini alıp çalışmak durumundadır, bunu sağlayacak olan kurumdur. İşçi kabul etmiyorsa, çalıştırmazsınız" sözleri ile sorumluluğun kurumda olduğunu vurguluyor.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.