Suat Özçağdaş'tan MESEM Eleştirisi: "Ben Bakan Olsaydım 16 Çocuğun Öldüğü Yerde O Koltukta Oturmazdım"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, "Muhammed Kendirci dün hayatını kaybetti Urfa'da. Bu yıl sadece kasım ayında 10 çocuk hayatını kaybetti. 2025'te 82 çocuk hayatını kaybetti. 2024'te 71 çocuk, 12 yılda 819 çocuk hayatını kaybetti. MESEM'de Sayın Bakan bakanken, 16 çocuk hayatını kaybetti. Alperen, bir hafta önce öldü. Asansör boşluğundan düştü öldü. Ben bakan olsaydım 16 çocuğun öldüğü yerde o koltukta oturmazdım. Ben o mesleki eğitimden sorumlu olan Genel Müdür'e soruyorum. Ne zaman istifa eder? Ne olursa istifa edersiniz? MESEM'lerdeki 400 bin çocuk ölünce mi istifa edersiniz. MESEM bir çocuk öldürme mekanizmasıdır" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe ve kesin hesap görüşmeleri için toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, CHP grubu adına yaptığı konuşmasında bir ülkenin eğitim bütçesinin; ülkenin adalet anlayışını, kalkınma vizyonunu, çocuklara verdiği değeri, çağdaş dünya ile kurduğu bağı gösteren bir ayna olduğunu söyledi.
Özçağdaş, "Eğitim bütçesi milyonlarca çocuğun kaderidir. Çocukların nitelikli eğitim hakkına erişip erişemeyeceği, öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında yaşayıp yaşamayacağı, köy okullarının açık kalıp kalmayacağı, kırsal bölgelerdeki çocukların okula gidip gidemeyeceği, okulların afetlere ve depreme dayanıklı olup olmayacağı, velilerin çocuklarını okula gönderebilmek için borca girip girmeyeceklerini belirleyecek şey eğitim bütçesidir" diye konuştu.
"TÜİK VERİLERİ DOĞRUYSA GEÇEN YILA GÖRE BÜTÇEYE HİÇBİRŞEY EKLENMEMİŞ DEMEKTİR"
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin geçen yıla oranla TÜİK enflasyon oranıyla aynı kaldığını söyleyen Özçağdaş, şunları kaydetti:
"TÜİK enflasyon bildiğiniz gibi yüzde 32,9. ENAG enflasyonu yüzde 60. CHP olarak kurulacak her tür bağımsız komisyonda hangi verilerin doğru olduğunu test etmek konusunda iktidara bir kez daha çağrıda bulunmak isterim. Eğer TÜİK verileri doğruysa, rakamlar aynı kalmış. Yani geçen yıla göre bütçeye hiçbir şey eklenmemiş demektir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının bakanlıklar arasında Millî Eğitim Bakanlığı’nı 1. sıraya getirmiş olması, onun ne kadar pay aldığını göstermez. Diğer bakanlıkların daha fazla bütçe kaybettiğini gösterir. Örneğin eğitimin toplam bütçenin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2016’da 4,18 iken bugün 3,74’tür. Merkezi yönetim bütçesinden aldığı pay 19,24 iken bu yıl 15,29’dur. Merkezi yönetim bütçesinin Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin içindeki payı 2016’da 13,38 iken 2026’da 10,26’dır. MEB bütçesinin gayrisafi yurt içi hasıla oranı 2016’da 2,91 iken bugün 2,51’dir.
"TÜRKİYE’DE BUGÜN İTİBARIYLA EĞİTİMİN HİÇ HOŞ OLMAYAN VERİLERİ VAR"
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde bir fark yaratacaksak yatırıma ihtiyacımız olduğu kesin. Bu bütçenin 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda yatırıma ayrılan payı yüzde 17,18’dir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın beğenmediği rahmetli Bülent Ecevit’in döneminde ise yüzde 30,63’tü. Bugün yüzde 8,25’tir. Yani kendi iktidarınıza göre yarı yarıyadır. Önceki hükümete göre dörtte biridir. Üniversite bütçelerinin gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki payı 2016’da 0,90 iken 2026’da 0,84’tür. YÖK üniversite bütçesinin merkezi bütçesindeki payı 2016’da 4,14 iken bugün 3,44’tür. Adalet ve Kalkınma Partisi, üniversite sayısını artırmakla çok övünüyor. YÖK Başkanımız da övünüyor. Sayı 68’i devlet, 23’ü vakıf 93 üniversite iken bu 208 üniversite olmuş. Peki aldığı pay sürekli azalmışsa üniversitelerin sayısını artırmak ne işe yaramış? Bir bütçe verilememişse sayısal olarak üniversitelerin ve öğrencilerin sayısının artması neye yaramış? Türkiye’de bugün itibarıyla eğitimin hiç hoş olmayan verileri var. Türkiye’de baktığımızda çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların bir kısmı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yarattığı sorunlar, bir kısmı ise kendi yarattığı sorunlara kendi bulmaya çalıştığı çözümlerle ilişkili.
"OKUL ÖNCESİNDE YAŞANAN SORUNLARI GÖRMEZDEN GELEN SİZSİNİZ"
Örneğin bizzat sizin iktidarınızın icadı olan 4 artı 4 artı 4’ün bugün işe yaramadığını itiraf eden sizsiniz. Değiştirmek isteyen sizsiniz. 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' gibi kendi siyasi partinizin seçim bildirgesinin ismini koyduğunuz, kaynağı belli olmayan, hiçbir ölçme değerlendirme ile belirlenmemiş bir modelin sonuçlarıyla ilgili konuşan sizsiniz. Açık öğretim ve hayalet sınıflar sorunu yaratan sizsiniz. Meslek liselerinde ölen çocuklar sorunu yaratan sizsiniz. Okul öncesinde yaşanan sorunları görmezden gelen sizsiniz. Temizlik, güvenlik, 20 bin köy okulunun kapatılması, altyapı-donanım eksiklikleri gibi sorunlara temas etmek zorundayız."
Öğretmenlerin yaşadığı ekonomik ve mesleki sorunlara da dikkat çeken Özçağdaş, mülakat uygulamasının mağduriyet yarattığını belirtti. "Kim verecek onlara hayat?" diyen Özçağdaş, ücretli öğretmenliğin de büyük bir sorun olduğunu söyledi. Özçağdaş, "Ücretli doktorluk diye bir şey var mı? Ücretli öğretmenlik nasıl oluyor" sözleriyle uygulamayı eleştirdi.
Özçağdaş, özel sektör öğretmenlerinin taban maaş hakkının ellerinden alınmasına, belirli süreli sözleşmelerle çalışmalarına ve düşük ücretlere de değinerek, bütçenin bu sorunlara çözüm üretmediğini söyledi. Liyakatsiz kadrolaşma iddialarına da vurgu yapan Özçağdaş, "İl milli eğitim müdürü olan soluğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin il başkanlığında alıyor. Ve sonra utanmadan da 'Sayın Milletvekilimize teşekkür ederim' diye yazıyor. Siz bunu normal görüyorsanız ben bunu normal bulmuyorum" dedi.
Rektör atamalarındaki uygulamaları da eleştiren Özçağdaş, "Rektör dediğiniz kişi ya Adalet ve Kalkınma Partisi'nin eski milletvekili ya onun akrabası, kayınçosu, bacanağı, kardeşi, kuzeni… Bu mu rektör ataması" ifadelerini kullandı.
Okullaşma oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Özçağdaş, Bakanlığın kendi verilerinden örnekler vererek, "İlkokulda okullaşma oranı 2012’den bu yana 98,9’dan 95,4’e düşmüş. Ortaokulda 93,1’den 89,1’e düşmüş… 3-5 yaş 51,9’dan 49’a düşmüş" dedi. OECD ortalamalarının gerisinde kalındığını hatırlatan Özçağdaş, zorunlu eğitimin genişletilmemesini eleştirdi.
"NE OLURSA İSTİFA EDERSİNİZ? MESEM'LERDEKİ 400 BİN ÇOCUK ÖLÜNCE Mİ İSTİFA EDERSİNİZ?"
MESEM'ler yaşanan çocuk ölümlerine dikkat çeken Özçağdaş, "Muhammed Kendirci dün hayatını kaybetti Urfa'da. Bu yıl sadece Kasım ayında 10 çocuk hayatını kaybetti. 2025'te 82 çocuk hayatını kaybetti. 2024'te 71 çocuk, 12 yılda 819 çocuk hayatını kaybetti. MESEM'de Sayın Bakan bakanken, 16 çocuk hayatını kaybetti. Alperen, bir hafta önce öldü. Asansör boşluğundan düştü öldü. Ben bakan olsaydım 16 çocuğun öldüğü yerde o koltukta oturmazdım . Ben o mesleki eğitimden sorumlu olan Genel Müdür'e soruyorum. Ne zaman istifa eder? Ne olursa istifa edersiniz? MESEM'lerdeki 400 bin çocuk ölünce mi istifa edersiniz? MESEM bir çocuk öldürme mekanizmasıdır" diye konuştu.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.