DEMİR LEBLEBİ: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ERKEKLERİ DE KORUYOR, BİZ ÇAĞIRMADAN SES ÇIKARSINLAR ARTIK

DEMİR LEBLEBİ: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ERKEKLERİ DE KORUYOR, BİZ ÇAĞIRMADAN SES ÇIKARSINLAR ARTIK

Medyada kadının daha görünür olması için hayata geçecek Mor Fihrist veri tabanını ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshini Demir Leblebi Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevna Somuncuoğlu...

Tamer Arda ERŞİN - Ünal AYDIN

Medyada kadının daha görünür olması için hayata geçecek Mor Fihrist veri tabanını ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshini Demir Leblebi Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevna Somuncuoğlu değerlendirdi. Somuncuoğlu, Mor Fihrist ile kadın uzmanlara ulaşmanın daha kolay hale geldiğini açıkladı. Somuncuoğlu, İstanbul Sözleşmesi kararından geri dönülmesi için erkeklerin de çaba göstermesini isterken, “Sözleşme erkekleri de koruyor. Mesele orada şiddete maruz kalmak. Erkekler bir zahmet biz seslenmeden seslerini çıkarsınlar artık” dedi

Demir Leblebi Kadın Derneği’nin kadınların Türkiye’deki tartışmalara daha çok dahil olması ve medyada uzman görüşüne başvurularken “Kadınlar yok ki” bahanesine sor vermek için başlattığı Mor Fihrist veri tabanı bu hafta içinde uygulamaya konulacak. Veri tabanını Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar uzmanlık alanlarını bildirerek, üye olabiliyor. Arama motoru özelliğini taşıyan veri tabanıyla tartışma konusu neyse o alanda uzman kadının ismi anında karşınıza çıkıyor. Şimdiye kadar hedeflenenin üzerinde kadın, veri tabanına üye oldu ve medya çalışanları kısa bir aramayla istedikleri konuda görüş alacak kadın uzman bulabilir.

Kadınların daha çok söz sahibi olmasını amaçlayan Mor Fihrist veri tabanı hazırlanırken Türkiye’de aksi yönde bir gelişme oldu. Kadınların ve çocukların şiddetten korunmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Eğer karardan geri dönülmezse 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle sözleşme tamamen yürürlükten kalkmış olacak.

Demir Leblebi Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevna Somuncuoğlu ile hem yeni uygulamaları Mor Fihrist’ti hem de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini konuştuk. Somuncuoğlu’nun ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmeler şöyle:

CAM TAVANA ÇARPIYORLAR:“Medyada kadınlar yok. Kadınların sesi ve sözü de yok. Düşünsenize nafaka hakkı ve İstanbul Sözleşmesi tartışması doğrudan kadınları ilgilendiren, hatta bütün toplumu ilgilendiren konularda sözü, aklı, fikri analizi olan kadınlar varken, medya mecralarında sadece erkekleri görüyoruz. Çok alışık bir görüntü değil mi? 5 tane erkek oturmuşlar, kadınların kürtaj hakkını konuşuyorlar. Bunun temel nedeni medyada karar verici konumda çok fazla kadının olmaması. Cam tavana çarpıp, karar verici konuma gelememeleriyle bağlantı kuranlar var.

AKLIMIZDA BİR TAKIM ERKEK İSİMLERİ DOLAŞIYOR:Öte yandan medyada işler çok hızlı işliyor ve akla ilk gelen erkek uzmanlar oluyor. Kadınlara ulaşmak belki zor, belki kolay değil. Belki de öyle bir refleks var. Aklımızda bir takım erkek isimleri dolaşıp duruyor. Aslında sadece bu alanda değil, sinema alanında bile. "10 tane yönetmen say" desem kaç kadın yönetmen aklına geliyor. Bu refleks var, bunu değiştirmeye çalıştık. Bu ülkede kadın akademisyen, kadın sendikacı var, iş dünyasında kadınlar var. Aslında her alanda var. Bunu araştırıp, bulmak ve onlara ulaşmak zahmetine girmiyoruz.

TEK BUTONLA ULAŞILABİLİYOR: Mor Fihrist veri tabanı olarak adlandırabileceğim bir web sitesi. Bir iki gün içinde açıyoruz. Orada bir arama motoru ile hangi alanda, hangi sektörde çalışıyor olsun istiyorsanız. Danışacağınız, tartışacağınız konuyu anahtar kelime olarak yazdığınızda site karşınıza kaç tane kadın varsa o alanda getiriyor. Kadın profillerinde de detaylı bilgi var. Sadece bana ulaşın butonuna basıp doğrudan o kadına, o uzmana, o akademisyene ulaşabiliyorsunuz.

BUNDAN SONRA NE GELECEK? :İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kabul etmiyoruz. Çünkü o karar yok hükmündedir. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi uyarınca prosedüre uygun sözleşmeler tek bir kararla feshedilemezler. Biz şimdi iç hukuku zorluyoruz, çalışmamız bu yönde. Zaten sözleşme 1 Temmuz’a kadar yürürlükte. Bizim çabalarımız iç hukuk ve uluslararası hukuk yoluyla sonuç vermezse, 1 Temmuz’da biz resmen sözleşmeden imzamızı geri çekmiş olursak ondan sonrası daha kaygı verici. Bu şunun için örnek oluşturacak; yarın, öbür gün sabah uyandığımızda İnsan Hakları Sözleşmesi’nden ya da daha tehlikesi Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden ‘imzamızıçektik’ diyebilirler. Uluslararası hukukun bize sağladığı, garanti altına aldığı temel hak ve özgürlüklerimizi kaybedeceğimiz anlamına gelir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi bir örnektir, bundan sonra ne gelecek kaygısını bütün vatandaşlar duymalıdır.

6284’ÜN NE OLACAĞI KONUSUNDA KAYGI VAR: Karar alındıktan sonra 12 saat içinde 6 kadın öldürüldü. Şimdi daha büyük bir tehlike var. Karşımızda vahşete, bir cins kırıma yaklaşan kadın cinayetleri var. Bunun hem sorumluğunu ve hem de önlem alma yaptırımlarını uygulayacak tek merci tanımlıyor İstanbul Sözleşmesi. O da hükümet. Şimdi dayanağımız kalmadı ve kaygı duyuyoruz. 6284 sayılı Yasaya (Ailenin Korunması ve Kadına KarşıŞiddetin Önlenmesine Dair Yasa) ne olacak? Çünkü o yasanın ilk cümlesi İstanbul Sözleşmesine atıfla başlıyor… Bu yasanın bile yürürlükte kalmayacağı kaygıları içindeyiz.

1 TEMMUZ SONRASINI HAYAL ETMEK İSTEMİYORUM: Bu karar telaffuz edildiğinden ve Resmi Gazete’de yayımlandığından beri kadınlar sokakta. ‘Sözleşme bizimdir’ diyorlar ve sahip çıkıyorlar. Bir yerde biz bu eylemlerden vazgeçmeyeceğiz. Bütün hukuk yolları dahil, uluslararası platformlar dahil vazgeçmediğimizi duyurmaya devam edeceğiz. 1 Temmuz sonrasını hayal bile etmek istemiyorum. Öyle bir şey gerçekleşsin istemiyoruz, gerçekleşmemesi için de elimizden gelinin fazlasını yapmaya gayret edeceğiz.

ERKEKLER BİZ SESLENMEDEN SESLERİNİÇIKARSINLAR: (Erkeklere) Siz yapın bizi çağırın. Bir kez de şöyle hayal ediyorum mesela. ‘İstanbul Sözleşmesi bizimdir’ diyen erkekler bir miting düzenlesinler ve bizi davet etsinler. Ne kadar hoş olur değil mi? Niye bizim yaptığımız eylemlerde şunu tartışıyoruz. Erkekler katılabilir mi? Katılamaz mı? Bir davranın, bu sizi de ilgilendiriyor çünkü. İstanbul Sözleşmesi erkekleri de koruyor. Mesele orada şiddete maruz kalmak. Erkekler bir zahmet biz seslenmeden seslerini çıkarsınlar artık.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.