
BEYLİKDÜZÜ’NDE MEDYA ÇALIŞANINI YAĞMALAYIP ÖLDÜREN SANIKLAR HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Beylikdüzü'nde 2024 yılında medya çalışanı Muharrem Can Kurtuluş'un cep telefonunu yağmalayıp öldüren 4 sanık hakim karşısına çıktı.
Beylikdüzü'nde 2024 yılında medya çalışanı Muharrem Can Kurtuluş'un cep telefonunu yağmalayıp öldüren 4 sanık hakim karşısına çıktı. Duruşmada tutuklu sanık Atakan Gökmen, "Maktulde silah görmedim. Alkolün de etkisiyle bir kaç el ateş ettim. O anda yaralandığını görmedim. Ateş ederken hedef gözetmedim. Üzgünüm. Aileme ve başkalarına bunu yaşattığım için pişmanım" dedi.
Beylikdüzü'nde 14 Aralık 2024 tarihinde medya çalışanı Muharrem Can Kurtuluş'un önce cep telefonunu yağmalayan ardından ise ateş ederek öldüren sanıkların yargılanmasına başlandı. Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 4 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları ile maktulün annesi ve babası da katıldı.
"Pişmanım"
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Atakan Gökmen, "Olay günü biz arkadaşım Selin ile yemek için restorana gittik. Bir saat sonra kardeşim Sonkan ve arkadaşım Asilcan yanımıza geldi. Sonra da Selin'in arkadaşı olan Mine yanımıza geldi. Birlikte alkol aldık. Yemek yedik. Gece 00.00 sıralarında ayrıldık. Otoparka gittik. Sonkan, Asilcan ve Mine bizim arkamızdan çıktılar. Bariyerlerden çıktık. Arkadaşlarımın gelmesini bekledik. Araçların otoparka giremeyip beklediklerini görünce bir kargaşa olduğunu anladım. Mine'nin aracıyla Sonkan ve Asilcan bizim yanımıza geldiler. Kardeşim Sonkan'ın kaşı kanıyordu. "Kavga ettik" dediler. Asilcan kavga ettiği kişinin telefonunun kendisinde kaldığını söyledi. Ben tepki gösterdim. Telefon çaldı. Ben cevap verdim. Konuşan kişi bariyerlerde beklediğini söyledi. Sonkan, Asilcan ve Selin'le oraya gittik. Aracımın sağ koltuğunun altında silah vardı. Tehdit aldığım için silahı taşıyordum. Bariyerlere geldiğimizde kardeşim Sonkan araçtan indi. Küfürler ettiler. Maktul kardeşimi dövüyordu. Ben de müdahale etmek için araçtan indim. O an anlamadığım şekilde Asilcan silahı elime verdi. Maktulde silah görmedim. Alkolünde etkisiyle bir kaç el ateş ettim. O anda yaralandığını görmedim. Sonra araca bindik. Avcılar'a yola çıktık. Selin'i eve gitmesi için yolda indirdik. Sonra arkadaşımız Taha Avcılar'a doğru giderken "beni alın" dedi. Taha'yı aldım. Birlikte bana ait olan eve gittik. Ben Taha'ya bu olaydan bahsetmedim. Yarım saat sonra polisler bizi evde yakaladılar. Cep telefonunu kavga olduğu için teslim edemedim. Ateş ederken hedef gözetmedim. 15-20 metre mesafe vardı. Üzgünüm. Aileme ve başkalarına bunu yaşattığım için pişmanım" dedi.
Sanık öldürdükleri maktul için "Yaralandığını görseydik yardım ederdik" savunması yaptı
Sanık Asilcan Aras ise "Atakan Gökmen'in söylediği gibi restorana gittik. Saat 23.30 gibi kalktık. Otoparka gittik. Atakan ve Selin araçla önden gitti. Bariyerlerden çıktı ve ilerledi. Biz otoparktan çıkmak istedik. Önümüze bir araç durdu. Bu maktulün aracıydı. Aracı çekmesini istedik. Maktule "aracı çeker misiniz?" dedik. Bize çekmeyeceğini söyledi. Sonkan ve maktul arasında küfürleşme oldu. Sonkan araçtan indi, maktulle tartıştılar ve kavga ettiler. Bende indim. Yerde telefon vardı. Ben bizden birinin telefonu sandığım için telefonu aldım. 100-150 metre ilerde Atakan'ı gördük, durduk. Atakan arabadan indi. Atakan yarayı görünce "ne oldu?" dedi. Bende "yol tartışması oldu kavga etti" dedim. O sırada telefon çaldı. Ben o zaman telefonun bize ait olmadığını anladım. Atakan telefonu aldı. Maktule "neredesin telefonunu verelim" dedi. Arabaya bindik. Telefonu vermek için gittik. Maktulü gördük. Maktul yine ters ters konuşmaya başladı. Sonkan arabadan indi. Aralarında yeniden bir tartışma oldu. Birbirlerine vurdular. Atakan da kardeşini korumak amacıyla arabadan indi. Yardım etmek için Atakan belinden silah çıkartıp ateş etti. Ben silahı vermedim. Arabada silah olduğunu bilmiyordum. Silahı olduğundan haberim yoktu. Yere doğru ateş etti. Öldürmek veya yaralamak gibi bir niyeti yoktu. Ben ateş edince arabadan indim. Silahı elinden aldım. Belime koydum. Arabaya tekrar bindim. Hiçbirimiz ne yaralandığını ne öldüğünü bilmiyorduk. Biz ona gelmedi diye düşündük. Biz hiçbirimiz maktule tekme atmadık. Çok pişmanım. Yaralandığını görseydik yardım ederdik" şeklinde savunma yaptı.
Tanık Selin Sağır ise beyanında, olay günü sanık Gökmen'le buluştuklarını, kavga çıktığını öğrendiklerinde olay yerine gittiklerini, silah görmediğini ve cinayetten haberi olmadığını ifade etti.
Suçluyu kayırma suçundan yargılanan sanık Taha Keskin savunmasında, "Atakan ile gün içerisinde konuştuk. Akşam işten çıktıktan sonra görüşürüz diye anlaştık. Akşam Atakan'ı aradım cevap vermedi. Sonra kendisi beni aradı. Bu olaydan asla bahsetmedi bana. Konum attım geldiler. Üçü de aşırı alkollüydü. Sadece bir kavga yaşadıklarını söylediler. Konuşmadık pek. Esenyurt'taki eve gittik sonra. Polis ekipleri beni yakaladı orada. Olayı karakolda öğrendim, bilmiyordum böyle bir suça karışıldığını" dedi.
Sanık savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Sonkan Gökmen, Atakan Gökmen ve Asilcan Aras'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Taha Keskin'in tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önünde bulunduran mahkeme, sanığın tahliyesine hükmetti.
Müşteki avukatından açıklama
Öte yandan, duruşmanın bitmesinin ardından adliye önünde açıklama yapan müşteki avukatı Ömer Midyatlı, "Duruşma bizim açımızdan gayet iyi geçti. Sanıkların hem kendi aralarında hem dosyada bulunan deliller ile savunmaları çelişkiliydi. Haksız tahrik uygulanması için ilk eylemin Muharrem'den geldiğini iddia ettiler biz bu iddiayı da çürüttük. Tüm sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek olay yerine gittikleri, öldürme olayını istedikleri sabit. Silahla ateş edildikten sonra bu sanıklar Muharrem'i tekmelemeye devam ediyorlar. Muharrem iyi, değerli bir insan, gazeteciydi. Ona yapılan bu haksız eylemi kabul etmem mümkün değil. Ben bu olayın peşini bırakmayacağım" dedi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 14 Aralık 2024 tarihinde Beylikdüzü'nde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede Atakan Gökmen, Sonkan Gökmen ve Asilcan Aras'ın arkadaşları Mine T. ve Selin S. ile birlikte Yakuplu Mahallesi'nde bulunan restoranda içki içtiği belirtildi. Arkadaş grubunun gece saatlerinde restorandan ayrıldığı, Sonkan Gökmen ve Asilcan Aras'ın, Mine T.'nin aracına bindiği, Selin S. ve Atakan Gökmen'in ise diğer araca bindiği iddianamede aktarıldı. Sonkan Gökmen'in burada bariyerin önünde aracı ile bekleyen maktul Muharrem Can Kurtuluş'a "bu ne yapıyor" dediği de iddianamede açıklandı. Sonkan Gökmen ve Asilcan Aras'ın maktulün yanına giderek saldırdıkları, Gökmen'in maktulün telefonunu aldığı, araca binerek sanık Atakan'ın yanına gittiği iddianamede kaydedildi. Maktulün tanık Erkan Alkış'ın telefonu ile kendi cep telefonunu aradığı ve telefonunu istediği, sanık Atakan Gökmen'in telefona cevap vererek maktule küfürler edip nerede olduğunu sorduğu iddianamede ifade edildi. İddianamede Atakan Gökmen, Sonkan Gökmen ve Asilcan Aras'ın maktulün yanına gittiği belirtildi. Hazırlanan iddianamede Atakan Gökmen'in tabanca ile 6-7 el maktule ateş ettiği belirtildi. Sanıkların ardından Taha Keskin'i çağırıp durumu anlattığı, Keskin ile Esenyurt'ta bulunan bekar evine gittikleri iddianamede kaydedildi. Atakan Gökmen iddianamede yer verilen savunmasında "Maktule ateş ettim. Benden başka kimse ateş etmedi. Olayda kullanılan tabanca bana ait" dedi. İddianamede sanıklar Sonkan Gökmen, Asilcan Aras ve Atakan Gökmen hakkında "kasten öldürme" suçundan müebbet, "silahla birden fazla kişiyle nitelikli yağma" suçundan ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Bir diğer sanık Taha Keskin hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi. Öte yandan sanık Atakan Gökmen hakkında "ruhsatsız silah taşıma" suçundan da 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kaynak: IHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.