Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İstanbul’u ve Anadolu’yu işgaleden emperyalist güçler, bununla yetinmeyip, Yunan’ın da İzmir’e askerçıkarmasını ve Türk Milleti’ne kalan son toprak parçasının işgal edilmesiniplanlamış, bunun için hiç vakit kaybetmeden harekete geçmişlerdi.

Türk Milleti ağır işgal şartları altında eziliyor, topraklarınıkaybetmenin, vatanın düşman işgalinde olmasının acısını derinden yaşıyordu.

Bu ağır yükün altında benliği ezilen, yoksulluğun en ağırınıyaşayan Türk Milleti’nin adeta bir mucizeye ihtiyacı vardı.

İşte Mustafa Kemal Atatürk, içte ve dışta herkesin, her şeyinbittiğini düşündüğü bir anda milletine önderlik ederek tarihin akışınıdeğiştirmiştir.

İstanbul Boğazı’nda demirleyen, adeta boğazı kaplayan düşmansavaş gemilerini gördüğünde bile inancında en ufak bir azalma hissetmeyen,kararlılığından ödün vermeyen Mustafa Kemal Atatürk, “geldikleri gibi giderler”diyerek, içinden çıktığı halkına ve milletine olan sarsılmaz inancınıçevresindekilere de hissettirmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk işgal kuvvetlerine direnip, KurtuluşSavaşı’nı, Milli Mücadele’yi başlattığında, bunu bir isyan olarak gören iç vedış düşmanlarla aynı anda savaşmaya başlamıştı.

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Kuvayı Milliye’yi organizeedip, işgalcilere karşı dünyanın ve teslimiyetçilerin beklemediği bir direnişgöstermiş, ardından Ankara yakınlarına kadar ilerleyen Yunan Ordusu’na karşı 30Ağustos 1922’de Büyük Taarruz ile zafere uzanmış, Türk Milleti’ni vatansızbırakmak için harekete geçen bütün güçleri yenilgiye uğratmıştır.

Bu Büyük Zafer sadece bir askeri başarı değil, aynı zamandamodern Türkiye’nin temellerinin atıldığı eşsiz bir askeri harekat olarak,tarihe kanla ve altın harflerle nakşedilmiştir.

Bu duygu ve düşüncelerle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nınyıldönümünde, başta Başkomutan ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmaküzere, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, saygı veminnetle anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.

Güngör Geçer

Adana Büyükşehir BelediyeBaşkan Vekili