Yankı Bağcıoğlu: “Uçak Gemisi Projesi Aceleye Getirilmemeli, Öncelik Milli Güvenliği Doğrudan Etkileyen Projelere Verilmeli”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, savunma sanayi projelerinin seçim dönemlerine endeksli popülist söylemlerle değil, devlet aklı ve planlama disipliniyle yürütülmesi ve gerçekten kritik harekat ihtiyaçlarına öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. Bağcıoğlu, "Uçak gemisi projesi aceleye getirilmemeli, öncelik milli güvenliği doğrudan etkileyen projelere verilmeli" dedi.

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bağcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Son günlerde basında yer alan 'yerli ve millî uçak gemisi bazı bileşenlerinin inşa faaliyetlerinin başladığı' yönündeki haberler, kamuoyunda heyecan uyandırmış ancak beraberinde önemli soruları da gündeme getirmiştir. Bu çerçevede bazı stratejik ve yapısal gerçeklerin kamuoyunun dikkatine sunulması zorunludur. Öncelikle uçak gemisi sahibi olma hedefi yeni bir fikir değildir. Bu vizyon, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yıllar önce 'uzun vadeli harekât ihtiyacı' olarak belirlenmiştir. Ancak bu vizyon belirlenirken o günkü harekât ortamı ve harekât ihtiyaçları esas alınmıştır. Özellikle son dönemdeki savaş ve çatışmalardan alınan dersler, komşu ülkelerde ve bölgemizdeki gelişmeler ile bekamıza yönelik artan tehditler, birçok alanda harekât ihtiyaçları önceliklendirmesinin yeniden yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

"UÇAK GEMİSİNDEN ÇOK DAHA ÖNCELİKLİ BİRÇOK KRİTİK PROJENİN İVEDİLİKLE HAYATA GEÇİRİLMESİ ZORUNLU"

Bu çerçevede uçak gemisinden çok daha öncelikli birçok kritik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi zorunludur. Ülkemizin sınırlı bütçe kaynakları dikkate alındığında uçak gemisi projesinin öncelik verilmesi gereken acil güvenlik projelerinin önüne geçirilmesi, ciddi bir stratejik hata olabilecektir. Bugün ülkemizin güvenliği açısından ertelenemez birçok acil proje mevcuttur. Tahsis edilebilecek kaynak da sınırlıdır. Bu projelerin başında Milli Muharip Uçak KAAN’ın üretimi ve geliştirilmesi, Çelik Kubbe Hava Savunması Sistemi'nin tüm bileşen ve arzu edilen kabiliyetleri ile ivedilikle hayata geçirilme zorunluluğu, 25-30 yıldır tamamlanamayan TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi projesinin ivedilikle tamamlanması, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tank ve zırhlı araç ihtiyaçları, çevre denizlerimizde entegre keşif/gözetleme sistemlerini tesisi, kullanım ömrü dolmakta olan silah ve sistemlerin modernizasyonu ve milli silah sistemlerinin yaygınlaştırılması, başta kışla/üslerin yetersiz alt yapı ihtiyaçlarının giderilmesi ve personelin barınma ihtiyaçlarının karşılanması olmak üzere, kritik ve hayati gereksinimler yer almaktadır.

"UÇAK GEMİSİ SADECE BİR GEMİ DEĞİL, BİR GÖREV GÜCÜDÜR"

Bu projeler tamamlanmadan uçak gemisi gibi yüksek maliyetli ve yüksek işletme giderine sahip bir platforma kaynak tahsisi yapılması; hem ekonomik hem de operasyonel açıdan büyük bir risktir. Uçak gemisi sadece bir gemi değil, bir görev gücüdür. Bu görev gücünü etkin şekilde kullanabilmek için sadece platformun inşası yetmez. Üzerinde görev yapacak ve çok boyutlu harekât ortamında bekasını sağlayacak en az 40-50 muharip uçak, muharip uçaklara alternatif olmayacak ama koordineli harekat icra edecek SİHA ve MİUS’leri, hava erken ihbar ve kontrol uçakları, elektronik harp ve nakliye platformları, bunların marinize edilmiş, deniz koşullarına uygun versiyonları, teknik-idame altyapısı, hava savunma harbi muhripleri de eş zamanlı temin edilmelidir.

Bu konuda çarpıcı bir örnek vermek gerekirse uzun yıllara dayanan uçak gemisi işletme kültürüne sahip İngiltere bile bugün uçak gemilerine konuşlu erken ihbar ve kontrol uçağı eksikliğini henüz giderememiştir. Kraliyet Donanması bu açığı geçici olarak helikopter tabanlı Crowsnest sistemleriyle kapatmaya çalışmaktadır. Bu durum, bir uçak gemisinin inşası ile onu etkili bir savaş platformu haline getirmenin arasındaki büyük farkı açıkça göstermektedir. Daha da önemlisi, Türkiye en azından 1 filo F-35B modelini tedarik edebilmiş olsaydı, bugün TCG Anadolu en azından hafif uçak gemisi statüsünde görev yapabilecekti. Ancak dış politikadaki yanlış adımlar ve S-400 süreci gibi faktörler bu stratejik imkânı elimizden almıştır. Bu durum, savunma sanayi politikalarının dış politikadan nasıl doğrudan etkilendiğini de gözler önüne sermektedir.

"ULUSAL SAVUNMA SANAYİ HEPİMİZİN ORTAK MİLLİ GURURUDUR"

Ekonomik gerçekler de göz ardı edilmemelidir. Bugün milli uçak gemisine benzer nitelikteki modern uçak gemilerinin inşa maliyetleri 4 milyar avro civarında, yıllık işletme ve giderleri ise 110 milyon avro civarındadır. Bu kadar yüksek maliyetli bir platforma, savunma altyapısındaki eksiklikler tamamlanmadan öncelik verilmesi, uzun vadeli hedeflerin kısa vadeli popülist yaklaşımlara kurban edilmesi anlamına gelir.

Sonuç olarak milli güvenliğimize yönelik tehditler ve bu tehditlere karşı bekamızı sağlamak maksadıyla ivedilikle realize edilmesi gereken kritik projeler dikkate alınarak 'Uçak Gemisi Projesi'; yeniden değerlendirilmeli ancak öncelikli olmamalıdır. Mutlak öncelik, hava savunması ve taarruzi hava imkân kabiliyeti gibi milli güvenliğimizi doğrudan etkileyen projelere verilmelidir.

Savunma sanayimiz, seçim dönemlerine endeksli değil, devlet aklıyla ve planlama disipliniyle yönetilmelidir. Milli kazanımlarımız her siyasi görüşten on binlerce insanın emeğiyle oluşturulmuştur. Bu değerli emeği günlük siyasi hesaplara alet etmek, seçim yatırımı olarak görmek, bu emeğe yapılacak en büyük haksızlıktır. Ulusal savunma sanayi hepimizin ortak milli gururudur.”


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri

Zeliha Aksaz Şahbaz: “Yenidoğan Çetesi Davasında Akp Suçüstü Yakalandı!”
Gamze Taşcıer “Emekçinin Alın Teriyle Oynayan Bu Düzen Çökmeye Mahkûmdur”
Murat Emir: “29 Ağustos Cuma Günü Saat 14.00’te Gazze’deki İnsanlık Dışı Katliamı Durdurmak ve İnsani Yardımları Ulaştırmak Üzer
Deniz Yavuzyılmaz: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanı Olduğu Dönemde Her Ay 8 Maaş Aldığını Tespit Ettik
Deniz Yücel: "Daha Yüksek Sesle 'Hak, Hukuk, Adalet' Demeye Devam Edeceğiz"