Yankı Bağcıoğlu: “İnsansız Tehdit Alarmı… Türk Hava Sahası ve Mavi Vatan Savunmasız Bırakılamaz”

CHP Millî Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, son 24 saat içerisinde Türk hava sahasında izinsiz yabancı İHA faaliyeti nedeniyle havalimanlarında yaşanan aksamalar ile Karadeniz’de bir Rus denizaltısına insansız sualtı araçlarıyla düzenlenen saldırının, Türkiye açısından açık bir güvenlik uyarısı niteliği taşıdığını belirtti. Bağcıoğlu, insansız sistemlerin modern savaşın oyun kurucu unsuru haline geldiğini vurgulayarak, mevcut savunma anlayışının bu tehditler karşısında yetersiz kaldığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri için kuvvet koruma ve entegre savunma kapasitesinde acil ve köklü bir dönüşüm gerektiğini ifade etti.

CHP Millî Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Adeta ateşten bir gömlek olan bölgemizdeki güvenlik gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Yaşanan savaş ve çatışmalardan elde edilen dersler çerçevesinde hazırladığımız, tespit ve önerileri içeren değerlendirmeleri, güncellemeler yaparak son iki yıl içerisinde üç kez kamuoyu ile paylaştık.

İnsansız araçların önemli rol oynadığı Rusya Federasyonu–Ukrayna çatışmasında, her geçen gün yeni bir taktik ve usul karşımıza çıkmaktadır.

Son 24 saat içerisinde yaşanan; Esenboğa başta olmak üzere çeşitli havalimanlarındaki uçuşları da etkileyen Türk hava sahasındaki izinsiz yabancı İHA faaliyeti ile Karadeniz’de bir Rus denizaltısına insansız sualtı araçlarıyla yapılan saldırı, ders alınması gereken iki önemli olaydır.

İnsansız sistemlerin modern savaşta oyun kurucu rol oynadığı bir dönemde, bu iki güncel olay geleneksel savunma yaklaşımlarının yetersizliğini açıkça ortaya koymakta; Türk Silahlı Kuvvetleri için kuvvet koruma ve insansız sistemlere karşı savunma alanında yenilikçi teknolojilere ve dinamik tedbirlere olan ihtiyacı vurgulamaktadır.

İHA mevcudiyeti nedeniyle uçuşların durdurulması, sivil havacılığın bu tür tehditlere karşı ne kadar hassas olduğunu bir kez daha göstermiştir. Benzer tehditler dünya genelinde havalimanlarını etkilerken, geleneksel radar sistemlerinin İHA’ları tespit etmekte zorlanması; askeri üsler, havalimanları ve kritik tesislerde ciddi riskler yaratmaktadır.

Aynı gün Ukrayna, Novorossiysk Limanı’nda bulunan bir Rus denizaltısına sualtı insansız araçlarıyla saldırı düzenlediğini açıklamıştır. Yayınlanan görüntülerde, insansız deniz araçlarının liman savunmalarını aşarak yüksek değerli hedefe ağır hasar verdiği görülmüştür.

Tarihte ilk kez kayda geçen bu sualtı drone saldırısı, yaklaşık 400–500 milyon dolar değerindeki Kalibr füzeli bir denizaltıyı hizmet dışı bırakmıştır. Bu durum, deniz üslerinin düşük maliyetli otonom sistemler karşısındaki kırılganlığını net biçimde ortaya koymuştur.

Farklı alanlarda yaşanmış olsa da bu iki olay ortak bir mesaj vermektedir: İnsansız araç teknolojilerindeki hızlı gelişim, geleneksel kuvvet koruma yöntemlerini aşmaktadır.

Terör örgütlerinden devlet aktörlerine kadar geniş bir yelpazede insansız sistemlerin kullanıldığı asimetrik bir tehdit ortamı oluşmuştur. Drone maliyetleri düşerken yetenekleri artmakta; Ankara ve Novorossiysk’te yaşananlar Türkiye için açık birer uyarı niteliği taşımaktadır.

Kritik altyapı ve tesisleri, askeri üsleri, limanları ve havalimanlarını doğrudan etkileyen bu gelişmeler, savunma stratejisinde köklü bir değişikliği zorunlu kılmaktadır.

Tespit ve teşhis, erken ihbar ve angajman yeteneğine sahip Entegre Hava Savunma Sistemi (Çelik Kubbe) ile etkili bir muharip hava gücüne ve denizde ileriden savunma sağlayacak hava savunma gemilerine acil ihtiyaç bulunmaktadır. Çevremizdeki birçok ülke entegre hava savunma sistemlerine onlarca yıl önce sahip olmuşken, Çelik Kubbe Sistemi çalışmalarına ve TF-2000 hava savunma muhribi inşasına ancak 2024 yılında başlanmış olması ciddi bir zafiyettir.

Vurucu muharip unsurlara sahip olmak kadar, bu unsurları koruyacak kuvvet koruma kabiliyeti, farkındalık, dinamik planlama yeteneği, doktrin, eğitim seviyesi ve gelişmiş sistemler de hayati önemdedir.

Türkiye; kritik varlıklarını, hava sahasını ve Mavi Vatan’ı insansızlaşan tehditlere karşı korumak için her alanda gerekli tedbirleri almak zorundadır.

Bu kapsamda; Savunma Sanayi Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen 3 binden fazla savunma projesinin, harekât ihtiyaç makamlarıyla birlikte yeniden önceliklendirilmesi gerekmektedir.

Kısıtlı kaynaklar nedeniyle iç politika odaklı popülist projeler yerine, son 24 saat içerisinde yaşananlardan çıkarılan dersler doğrultusunda ertelenemez acil güvenlik projelerine ve yönlendirilmiş enerji sistemleri gibi yenilikçi çalışmalara öncelik verilmelidir.

Gerektiğinde, ülkemizin bekası için kritik projelere diğer kurumların bütçelerinden tasarruf edilerek kaynak aktarımı sağlanmalıdır. Örneğin, zengini daha zengin yapan vergi istisnaları için ayrılan 768 milyar liralık kaynak bu çerçevede değerlendirilebilir.

Kritik tesis ve üslerin kuvvet koruması, Çelik Kubbe, TF-2000 hava savunma muhribi ve KAAN gibi stratejik projeler için popülist söylemler yerine gerçekçi ve şeffaf zaman planları açıklanmalıdır.

Proje yönetiminde yaşanan zafiyetler ve yanlış politikalar nedeniyle ana muharip platformlar ve kritik projelerde son dönemde yaşanan gecikmelerin tekrarlanmasına asla izin verilmemelidir.“


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Durbay Ailesi ile Birlikte Taziyeleri Kabul Etti
Evrim Rızvanoğlu: “Faiz Bütçesi Büyüyor, İklim ve Çevre Bütçesi Küçülüyor”
ACIMIZ TARİFSİZ...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın Cenaze Törenine Katıldı
CHP Lideri Özgür Özel: “Koşa Koşa Çalıştı, Koşa Koşa Yaşadı; Hepimizin Evladı, Hepimizin Başı Sağolsun”