19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı belediye yöneticilerinin gözaltına alınmasıyla başlayan protesto süreci, Saraçhane’de bir hafta boyunca aralıksız devam etti. İmamoğlu ile birçok yöneticinin tutuklanmasının ardından CHP, eylemleri İstanbul’un farklı ilçe ve illerine yayma kararı aldı. Bu kapsamda partinin 19 Mart sonrası düzenlediği 43’üncü buluşmanın adresi Tuzla oldu.
CHP’nin çağrısı üzerine Tuzla Sahil’de gerçekleşen mitinge, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez, Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, Dilek İmamoğlu ve Ayşegül Kılınç Bingöl başta olmak üzere on binlerce kişi katıldı.
İmamoğlu’nun Silivri’den yolladığı mektubu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Çelik, konuşma yapacağı otobüse, üzerinde “İmamoğlu’na özgürlük” yazan dövizle çıktı.
“EREN ALİ BİNGÖL SİZLERİN GÜVENİNİ HİÇ BOŞA ÇIKARMADI, ÇIKARMAYACAK”
İmamoğlu, Çelik tarafından kamuoyu ile paylaşılan mektubunda şunları söyledi:
“Aziz şehir İstanbul’un bir ucundan bir ucuna, Silivri’den Tuzla’ya selam olsun. Tuzla, tam 32 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyeciliğine kavuştu, icraatçı ve halkçı kimliğiyle tanıştı. Tuzlalılar, İstanbul’un en genç belediye başkanlarından Eren Ali Başkanımıza yürekten güvendi. Onun enerjisiyle, azmiyle Tuzla’ya canla başla hizmet edeceğine inandı. O da sağ olsun sizlerin güvenini hiç boşa çıkarmadı, çıkarmayacak.”
2019’dan bu yana Tuzla’da çok şey değiştirdiklerini belirten İmamoğlu, “Tuzla için yaptıklarımızın listesi çok uzun. Çünkü milletin parasını millete verirseniz, bir avuç azınlığa değil, milletin tamamına hizmet ederseniz, daha önce görülmemiş kadar çok icraat yaparsınız, iş üretir, hizmet sunarsınız.” dedi.
“ADALETSİZLİĞE İSYAN ETMEK İÇİN HEP BİRLİKTE MÜCADELE İÇİN BURADAYIZ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sahte diploma soruşturmasına ilişkin olarak, "AK Parti rejiminin pislik paçasından akmaktadır. İşin en göbeğindeki adam, 400 akademisyenin sahte sınav sonuçlarıyla doçent ya da profesör yapıldığını söylüyor. Bunların tamamı, bu rejimin başımıza bela ettiği, liyakatsiz, partizan, hak etmeyen adamlardır. Bu listeleri ortaya çıkarana kadar bu rezilliğin peşini bırakmayacağız" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 43'üncüsünü Tuzla'da gerçekleştirdiği Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitinginde yaptığı konuşmada, "Bu meydanları dolduranlar Ekrem Başkan'a belediye başkanlarına, meclis üyelerine, kendi iradelerine sahip çıkmak için, bu büyük haksızlığa, adaletsizliğe isyan etmek için hep birlikte mücadele için buradayız. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" dedi.
Özel, şunları kaydetti:
"Hiç boşa beklemesinler, o meydanlar dolmaz, o eylemler tutmaz, yavaş yavaş söner, biter diyenlere hep beraber gösterdik, göstermeye devam edeceğiz. Enerjimiz yüksek, bitiremezsiniz. İrademiz çeliktendir bükemezsiniz. İnsanımız yüreklidir, korkutamazsınız. Bizi yolumuzdan çeviremezsiniz. Arkadaşlarımız masumdur, Ekrem Başkan masumdur. Karşımızda bir iftira çetesi vardır. Erdoğan çık karşımıza, cesaretin varsa 2 Kasım'da sandığı getir, sandıkta millet versin kararı.
"BU ÜLKEYİ UCUZ ÖLÜMLER ÜLKESİ OLMAKTAN ÇIKARACAĞIZ"
Tüm milletvekillerimizle 22 ilde 4 gün üst üste Anadolu'dayız. Parti her yerde örgüt her yerde. Mücadele, çalışma her yerde. İktidara yürüyoruz. İktidara yürüyoruz. Burada bir teşekkürü de Tuzla'ya etmeliyim. Tuzla 1992 yılında kurulmuş bir ilçe. O günden bugüne 7 seçim gördü. 6'sında yenildik, kaybettik. 47 yıldır Türkiye'de ve kurulduğundan beri Tuzla'da kazanamamıştık. Küsmedik, darılmadık, kabahati Tuzlalılarda değil kendimizde aradık. En doğru adayı bulmalıyız, Tuzlalının karşısına çıkarmalıyız dedik. Tuzla 1992'de kurulduğunda hayatta olmayan, 1993'te doğmuş Tuzla'nın evladı, partinin evladı, Gençlik Kolları'ndan gelen, ilçe başkanlığından gelen o gün 30 yaşında bugün 32 yaşında gencecik Eren Ali'ye biz güvendik, aday ettik, Tuzla güvendi, görevi verdi. Hepinize teşekkür ediyorum.
Bu işçi memleketi hep iş cinayetleriyle gündeme gelir. Bir yüzükle siyasete girip daha sonra evlatlarının gemicikleri olan birisi, o bir yüzükle gemiler, gemicikler, servetler olurken, Tuzla'daki vatan evlatları o gemileri yaparken can veriyor. Her gün ölümü soluyor, kanser oluyor, silikozise yakalanıyorlar, can veriyorlar. 23 yılda 30 bin 200 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerinin olduğu bu ülkede bu yılın ilk yarısında 961 işçi iş cinayetlerine kurban giderken, yani ilk 6 ayda 3 tane Soma faciasını birden bu ülkede yaşamışken, halen daha sermayeyi duyup, onların üretim hırsını baskılamamak için gerekli tedbirleri almayanlara karşı Tuzla Meydanı'ndan söylüyoruz. İktidarımız elbette zenginlik getirecek, yoksulluğu, işsizliği bitireceğiz. Elbette ki ülke kazanacak, patronlar kazanacak ama hem adil bölüşeceğiz hem bu ülkeyi kötü ölümler, ucuz ölümler, kolay ölümler ülkesi olmaktan çıkaracağız. And olsun ki çıkaracağız. Dünyanın pek çok ülkesinde artık iş kazalarında ölüm tarihe karışmaktayken, işçinin bu kadar canının, alın terinin değersiz olduğu bir ülkeyi kabul etmiyoruz, asla hazmetmiyoruz. Birileri fildişi kulelerinden, saraylarından, o serin salonlarından kibirli kibirli yukarıdan bakarken, bu düzeni kuranlara sesleniyorum. Sizinle meselemiz var. Emekçiler ezilecek, sömürülecek değil, kıymetleri bilinecek, emeklerinin karşılığı verilecek, örgütlenmelerine saygı duyulacak insanlar. Onlara tepeden karınca gibi gören bu rejime sesleniyorum. Karıncanın kardeşi var o da CHP'dir.
"KİMSE GÜVENDE DEĞİL"
Maalesef bu ülkede bir ayrıcalıklı zümre dışında kimse güvende değil. Tersanedeki işçi, madendeki işçi, tezgâhın başındaki işçi güvende değil. Maalesef pazar yerinde katledilen çocuklar, para için çocukları öldüren yenidoğan çetesi, metan gazından ya da güneşin altında Mehmetçiği ölümüne sebebiyet veren tedbirsizlikler, iş bilmezlikler, ormanda yanan ağaçlar, ormanda yanan canlar, ormanı kurtarayım derken hayatını kaybeden canlar var bu ülkede. Maalesef ne ormana ne işçiye ne çocuğa iyi gelmeyen bu kara düzenin bu kötü rejimin durduramadığı, her yaptığı uygulamayla artmasına sebebiyet verdiği kadın cinayetlerinden birini bugün yaşadık. TBMM'de grubumuza hizmet eden bir emekçi kardeşimiz katledildi. Buradan ailesine, Türkiye'ye baş sağlığı dilerken, kadın cinayetleri politiktir, kadın cinayetleri tercihlerin sonucudur. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkan kadına karşı şiddetin mücadelesinin önünde set kuranlar, nafaka hakkına göz dikenler, kadının cumhuriyetle kazandığı tüm haklarına göz dikenler, kadın cinayetlerinden birinci derecede sorumludur. Hesap soracağız. Kadını, çocuğu, ormanı, işçiyi koruyamayanlara sesleniyoruz. Bu millet o koltukları altınızdan alacak, artık sizi orada oturtmayacağız.
"DEVLETE EMANET HİÇBİR ŞEY GÜVENDE DEĞİL"
Millet güvende olmadığı gibi devlete emanet hiçbir şey güvende değil. Devletin verileri güvende değil. Yıllarca sınav sorularını FETÖ'cülere çaldıranlar, son LGS'ye şaibe bulaştırıp, sınavda gerçekten başarılı öğrencilerin ailelerini üzenler, sadece soruların değil artık bütün olarak devletin elindeki her şeyin çalındığı günlere geldik. Tüm sistemi çalmışlar, devletin dijital altyapısına sızmışlar, sahte diplomalar düzenlemişler, sahte ehliyet belgeleri düzenlemişler. Maalesef bu ülkede çalışan, alnının teriyle, gözünün nuruyla çalışan, sınavı kazanan, üniversiteyi bitiren 1 milyon öğretmen atanmazken, üniversite mezunları işsiz gezerken, 300 atanmayan öğretmen bunalıma girip canına kastedip intihar etmişken, 2 bin 228 genç üniversite mezunu, bilmediği, hazır olmadığı işlerde iş cinayetlerinde ölmüşken, bazı yandaşlara, bazı uyanıklara, sınava bile girmeden ya da kaybetse de notunu yükselterek diplomalar veren, yabancı dil sınavlarını geçirenler, 250 bin TL ile 2,5 milyon TL arasına diploma satan bir sistem 2025 yılında Türkiye'de yaşanmıştır. İnsan çıldıracak gibi oluyor. İnsanda birazcık utanma olur. Bu ülkede suçsuz, günahsız 30 yaşında 6 aylık evli, kasasında para ararken mühür çıkan belediye başkanını, komşularının önünde evini arayıp bir şey bulamadıkları belediye başkanı hakkında sabahın 6'sında basın bülteni geçenler, ispatlayamadıkları iftiraları gerçekmiş gibi duyuranlar 9 aydır bu ülkede bu skandalı örtüyorlar. AK Parti rejiminin pislik paçasından akmaktadır. Bunu gizliyorsun çünkü Osmanlı torunuyum diyen şarlatan burada, bakan yardımcın bu sistemle almış toplam 10 diploma, övünerek yazmış, operasyon sabahı 6 diplomasını özgeçmişinden kaldırmış. Nereye gitsen AK Parti ile ilintili birilerinin buradan aldıkları belgelerle, yükseldikleri, önemli makamlara geldikleri, önemli görevlere geldikleri bir süreç yaşandı. O kadar ki, uyuşturucu satan, evlatlarımızı zehirleyen torbacıyı bu diplomayla narkotik şube müdürü yaptı bu namussuzlar. Utanmazın bir tanesi çıkmış, AK Partili yönetici sarayda oturuyor, çıkmış diyor ki, millet aç, milletin geçim sorunu var, millet işsiz, siz niye diplomayı konuşuyorsunuz diyor. Bak utanmaza bak. Milleti aç bırakan da işsiz bırakan da sensin. Rezilliğin çıkınca susun açlık yoksulluk konuşun diploma konuşmayın diyor. İşin en göbeğindeki adam, 400 akademisyenin sahte sınav sonuçlarıyla doçent ya da profesör yapıldığını söylüyor. Bunların tamamı, bu rejimin başımıza bela ettiği, liyakatsiz, partizan, hak etmeyen adamlardır. Bu listeleri ortaya çıkarana kadar bu rezilliğin peşini bırakmayacağız."
Özel, CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur'un sahte diplomalarla ilgili 1 Aralık 2022'de TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi verdiğini belirterek, "Milletvekilimiz 3 yıl önce seni uyarmış, gözünü kapamışsın, kulağını tıkamışsın. Bu memlekette üniversiteyi bitirip de atanamayan, iş bulamayan, evde bunalımda oturan evlatların, onların gözü yaşlı analarının iki eli yakanızdadır" ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
"BUNU DİKKATLE TAKİP EDİYORUZ"
Bu rejim artık bu ülkeye yük olmuştur. Bunların hepsinden kurtulmak için, bu ülkede yüzleri güldürmek için tek bir çare var, bu iktidarı değiştireceğiz. Onu da Tuzlalılar gibi yaparak, evde oturmayarak, çağırıldığımız yere giderek, meydanları doldurarak, sokakları doldurarak, omuz omuza birbirimizden güç alarak yapacağız.