Murat Emir'den 'Kayyum' Tepkisi: Saraydan Cesaret Alıyor, Sarayın CHP İçerisindeki Aparatları Bunlar

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, mahkeme kararıyla İstanbul İl Başkanlığı'na geçici olarak atanan Gürsel Tekin'in polise verdiği binaya girebilecek kişiler listesine ilişkin "Yusuf Aydın, kankası. ‘Polise yetki verilsin, milletvekilleri gözaltına alınsın’ diyor kayyumun yanındaki kişi. Bu arkadaş aynı zamanda bir Tayyip Erdoğan hayranı, CHP’lilere kin kusan bir kişi, Gürsel Tekin’in aracında milletvekillerine gözdağı veriyor. Saraydan cesaret alıyor, sarayın CHP içerisindeki aparatları bunlar...Ferhat İşçimen, Erkan Çakır’ın yani şu anda dolandırıcılıktan cezaevinde bulunan ve zamanında CHP’ye ağır iftiralarda bulunmuş Erkan Çakır’ın da kankası...Süleyman Bayraktutan’ın Genel Başkanımız Özgür Özel’le ilgili hakaret dolu tweetleri var. Bunlar, ‘Tarafsızız, partiliyiz’ diyorlar ya, bunların partiyle ilgisi yok. Çoğunun üyelik süresi bitmiş" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Geçici görevle CHP İstanbul İl Yönetimi'ne atanan Gürsel Tekin'in CHP'nin eski İl Başkanlığı binasına girebilecek kişilere ilişkin polise verdiği listedeki isimleri eleştirdi.

Emir'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Halk iradesine, çok partili siyasal yaşamımıza açık bir darbe yapılıyor. Bu darbe, saray tarafından tasarlanan kirli bir oyun ve aparatı olarak kullandığı, talimatlandırdığı yargı üzerinden yapılıyor. Öylesine yapılıyor ki hukuk ayaklar altında, Anayasa ayaklar altında, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu ayaklar altında. Bir asliye hukuk hakimi üzerinden siyaset dizayn etiliyor, siyasi partilerin il başkanlıklarına 5 bin polisle giriliyor ve ‘genel merkeze de gireceğiz’ diye hazırlıklar yapılıyor. Demokrasinin, sandığın temeli siyasi partilerdir. Siyasi partiler, 1947’den beri demokrasimizin temel taşıdır, Anayasa’da yeri vardır ama bir siyasi partinin il başkanlığına ve gerektiğinde duruma göre genel merkezine polisle girmek; gazla, jopla, şiddet girmek, önüne gelen herkese gaz sıkmak, milletvekillerini darp etmek... Bunların hiçbirinin demokraside yeri olmadığı gibi bunların bir suç olduğunu herkes bilsin. Milletvekillerimizin gözüne kasten gaz sıkan polis müdürünü biliyoruz, kendinden korksun. Eninde sonunda işlediği suçun cezasını kanunlar önünde verecek. Bundan kurtuluş olmadığını bilsin.

İstanbul İl Başkanlığı’na yapılan operasyonu gördünüz. Suç çetelerine, uyuşturucu baronlarına, FETÖ’ye 5 bin polisle gidildiğini hiç gördünüz mü? Ortada bir mahkeme kararı yok, icra kararı yok. Bir hukuk mahkemesi karar vermiş, o arkadaşlar harekete geçmişler. İçişleri Bakanı’na, İstanbul Valisi’ne soruyorum: Sen icra müdürü müsün? İcraya bile başvurmamış ilgilisi, icra dairesinden belge almayı sonradan aklına getirmiş; sen önceden 5 bin polisle gidiyorsun. 2 polis memurumuzun İzmir’de IŞİD’li bir militan tarafından şehit edildiği gün gidiyorsun. Sen bunları görmüyorsun, aklın fikrin İstanbul İl Başkanlığı’na baskın yapmakta. Niye, bir kayyumu oturtmak için. Kayyum, 2 milyon üyesi olan partide bulabildiğiniz, sizin kayığınıza binecek ve menfaati için her şeyi göze alabilecek bir kişi. O kişileri bulunca da diyorsunuz ki, ‘Bu problem, CHP’lilerle CHP’liler arasında.’ Bu problem sarayla, Tayyip Erdoğan’la halk arasında, CHP arasında. Talimatlandırdığın yargınla, asliye hukuk mahkemeleriyle Türkiye’deki siyaseti dizayn etmek istiyorsun çünkü baş edemiyorsun, baş eğdiremiyorsun ve bu şekilde yok etmeye çalışıyorsun. Demokrasimizi, sandığımızı, çok partili yaşamımız yok etmeye çalışıyorsun.

"CHP’lilere kin kusan bir kişi Gürsel Tekin’in aracında milletvekillerine gözdağı veriyor"

Öylesine bir kayyum ki çalışmak üzere geliyor. Yapacaklar aslında belli ama onun oralarda işi yok. Polis orada iki gündür bekliyor ancak milletvekillerimiz zar zor giriyorlar, başka hiçbir partilimiz giremiyor ama kayyum bir liste veriyor. Kayyumun verdiği liste elimizde. Kayyum ‘Bu 30 kişiyi alın, başkalarını bu binaya almayın’ diyor. Sen kayyumsun, böyle bir yetkin yok. Orası Genel Başkanımızın çalışma ofisi. Senin partimizin mülkiyetinde olan bir mülkte polis zoruyla oturup hem de Genel Başkanımızın çalışma ofisi olarak tanımlanmış, Yargıtay’a ve Valiliğe bildirilmiş bir mülkte oturma hakkın yok. Fiilen, cebren oturuyorsun. Seni oraya oturtan İstanbul Valisi’ne yazıklar olsun. Oradan hemen çekilmeniz lazım ve bizim mülkümüzü gasbetmemeniz lazım.

Kayyum daha gelirken Yusuf Aydın isimli bir kişiyle, 5 bin polisle ve özel koruma ordusuyla geldi. Özel koruma ordusunun kimler tarafından gönderildiğini, kimler tarafından finanse edildiğini biliyoruz. Her birini zamanı geldikçe açıklayacağız. Arkanda kim var, bu operasyonu kimler adına yapıyorsun, hepsini biliyoruz. Yusuf Aydın, kankası. ‘Polise yetki verilsin, milletvekilleri gözaltına alınsın’ diyor kayyumun yanındaki kişi. Aynı operasyonun bir parçası olarak da milletvekilinin gözüne gaz sıkıyorlar. Çıkacak olayların sorumlularını bildirmiş, bizim arkadaşlarımız. Bizim bulunmamız bile suç ama onların 5 bin polisle, özel koruma ordusuyla, gazla girmeleri... Böyle CHP’li olmaz. Bu arkadaş aynı zamanda bir Tayyip Erdoğan hayranı, CHP’lilere kin kusan bir kişi Gürsel Tekin’in aracında milletvekillerine gözdağı veriyor. İşte bu kirli komplonun sarayda Tayyip Erdoğan'ca yapıldığı ve aparatları üzerinden İl Başkanlığı’nda gerçekleştirildiğinin açık delili bunlar.

Ferhat İşçimen’le Yusuf Aydın X’te odalar açıyorlar, propagandalar yapıyorlar. Ferhat İşçimen, Gürsel Tekin’in bina sorumlusu olarak atadığı kişi. O kadar güveniyor ki İşçimen’e, bina sorumlusu olarak atamış. Ferhat İşçimen, oturmuş abisinin yanına, ‘Bütün pislik temizlenene kadar buradayız’ diyor. Bu alçaklık değilse nedir? Bunlar ne partili ne hukuka ne adalete saygısı var. Bir CHP binasında bunu yapabiliyor. Saraydan cesaret alıyor, sarayın CHP içerisindeki aparatları bunlar. Ferhat İşçimen, Erkan Çakır’ın yani şu anda dolandırıcılıktan cezaevinde bulunan ve zamanında CHP’ye ağır iftiralarda bulunmuş Erkan Çakır’ın da kankası.

"İstanbul örgütünde bu pisliğe bulaşacak, sarayın kayığına binecek 30 kişi bulmakta zorlanıyorlar"

Burada uzun bir liste var. Taner Bozkaya var mesela. Hep Gürsel Tekin’le siyaset yapmış, kankası sıfatında birisi. Selçuk Narsap var, kayyum Ertan Narsap’ın akrabası. Eşi, dostu, akrabayı doldurmuşlar. Bulamıyorlar, kolay değil. İstanbul örgütünde bu işleri yapacak, bu pisliğe bulaşacak, buna razı olacak, sarayın kayığına binecek 30 kişi bulmakta zorlanıyorlar. Özgür Çelik’in vatandaşlık numarasını vermişler, İl Başkanımız Özgür Çelik ile karışmasın diye. Kurultay gecesi manipülatif tweetler atmasıyla meşhur bir arkadaşımız. Mesela bu listede Süleyman Bayraktutan var. Bayraktutan’ın da yine ilk kongremizle ilgili iftiralarını görüyoruz. Yani kirli bir ekip, ilk günden beri iftiralar atıyorlar, soruşturma dosyalarına ifadeler veriyorlar ve şimdi de binaya girecek 30 kişiden birisi seçilmişler. Süleyman Bayraktutan’ın Genel Başkanımız Özgür Özel’le ilgili hakaret dolu tweetleri var. Bunlar, ‘Tarafsızız, partiliyiz’ diyorlar ya, bunların partiyle ilgisi yok. Çoğunun üyelik süresi bitmiş."

"Sürecin de komisyonun da altına dinamit koymuş oluyorlar"

Emir, CHP Genel Başkanı Özel'in "Sonun Demirtaş gibi olur" ifadeleriyle tehdit edilmesine tepki göstererek Meclis'te devam eden komisyonun dinamitlenmeye çalışıldığını söyledi. Emir, şöyle konuştu:

"Bir olağanüstü kongre yapma kararı aldık. Kararımızı Sarıyer İlçe Seçim Kurulu, YSK’ya taşıdı. YSK’nın kararı çok açık, diyor ki, ‘Bu kongre yapılmalıdır, yapılır çünkü açık hüküm var. Bunun engellenmesi söz konusu bile değil ama bu kongrede doğal delegeler oy kullanmayacak’ diyor. Bu bize göre de tartışılabilir bir durumdur ama burada asıl olan bu kongrenin yapılacak olmasıdır. Bu kongre yapıldığı anda bize göre zaten hiç olmayan, hukuksuz bir biçimde kayyum olarak atanmış olan, bizim kabul etmediğimiz ve asla etmeyeceğimiz, sarayla işbirlikçilik yapan bu kayyumların görevi zaten bitmiştir. En fazla orada ayın 24’üne kadar oturabilirler.

İl Başkanlığımız şu anda abluka altında. Hangi yetkiyle abluka altında? Sadece kayyumun verdiği 31 kişi girebiliyor. Bu ülkede kanun, Anayasa, Siyasi Partiler Yasası yok mu? Hangi yetkiyle bunu yapıyorsunuz? Türkiye tam anlamıyla bir despot rejimi altındadır. Vali bir derebeyi gibi çalışmaktadır. İçişleri Bakanı kanun, kural, Anayasa tanımamaktadır. Bununla da yetinmiyorlar, Genel Başkanımızı tehdit ediyorlar. Sabah gazetesi, Türkiye gazetesi ve bilimum yandaş medya Demirtaş’la eşleştiriyorlar. ‘Sonunuz Demirtaş gibi olur’ diyorlar. Sayın Genel Başkanımız halkımızı sokağa çağırmıyor, partililerimizi İl Başkanlığımıza çağırdı. Partililerine il başkanlığına girmesi ne zamandan beri suç oluyor? Sanıyorlar ki Özgür Özel’e geri adım attırabilirler. Zaten siz, Özgür Özel’e, CHP’ye geri adım attıramadığınız için böyle hukuk oyunlarıyla, talimatlandırılmış mahkemelerle böylesine iğrenç komploların içerisine girmek zorunda kalıyorsunuz. Bu tehditlere boyun eğmeyeceğimizi herkes bilsin.

Bir çözüm sürecinden bahsediyorlar, ‘kardeşlik, toplumsal barış, demokrasi, Kürt’le Türk barışsın’ diyorlar ve biz de bunun olması gerektiğini söylüyoruz ama kimin eli kimin cebinde? MHP’den, AKP’den aklıselim, birazcık hukuk, siyaset bilen, çarşı pazar dolaşan herkesin, milletvekillerinin bize bireysel konuşmalarda ‘Çok rahatsızız. Bu Türkiye’yi ateşe atıyor. Bunun kazananı yok, herkes kaybediyor. AKP de bundan kaybediyor, tabanımızı kaybediyoruz. Bu kirli bir oyun, bize yapışsın istemiyoruz’ diyenler var. AKP içerisindeki bir yapı da aynı zamanda biz, ‘Ekrem İmamoğlu’nu ancak cezaevine koyarak cumhurbaşkanlığının önünü kesebiliriz. CHP’nin yükselişini de ancak kayyum atayarak durdurabiliriz’ diyorlar ama bunu yaparken aslında sürecin de komisyonun da altına dinamit koymuş oluyorlar.

AKP içerisindeki bir yapı açıkça bu süreçleri bitirmek istiyor. Bitirirken de üstlerine kalmasın, ‘Mümkünse CHP’yi suçlayarak bitirelim’ diyorlar. Biz, samimiyetle oradayız, samimiyetle orada olmaya devam edeceğiz ama orada yaşanan darbeyi, yapılan hukuksuzlukları, milletvekillerinin dahi darbedilmesini, siyasi partilerin mülklerine fiilen girilmesini, gasbedilmesini elbette Meclis’te konuşacağız. Meclis’te bulduğumuz her zeminde konuşacağız, bunu böyle bilsinler. Sayın Meclis Başkanı’ndan bugün bir randevu talep ettim çünkü bu yapılan adaletsizlikler, hukuksuzluklar, siyasi partilere yapılan bu saldırılar ve milletvekillerinin açıkça darp edilmesi elbette ki Meclis Başkanı’nın gündeminde olmalıdır. Dolayısıyla Meclis Başkanı’ndan da daha aktif, daha net, herkesin duyacağı şekilde bir tutum bekliyoruz."

Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda usulsüzlük iddiasıyla açılan ceza davasında mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığına ilişkin yapılan başvuruya ret kararını da eleştiren Emir, "Anayasa Mahkemesi kararı bugün geldi. Ankara’daki asliye ceza hakimliği ‘Ben, CHP kurultay davasına bakmayacağım’ dedi çünkü içi bomboş dava. Ağır cezaya yolladı. Ağır ceza da bakmak istemedi çünkü bakılacak gibi bir dava değil. Tekrar gönderdiler asliye ceza mahkemesine. Asliye ceza mahkemesi, AYM’ye gitti ve iki yıldır Tayfun Kahraman dosyasının kapağını kaldırmayan AYM, bir ay içerisinde dedi ki ‘Asliye ceza mahkemesi yetkilidir.’ Ateşle oynayanlar, halkın tokadını bir kez daha yiyecekler. İstanbul’daki kayyum bir an evvel evine gitmelidir. Bilsinler ki CHP, bütün bu kumpasları bozacak kuvvette ve kararlılıktadır ve kararlılığımızı da test etmesinler, 15’inden sonra bizi o noktaya taşımasınlar, Türkiye’ye ateşe atmasınlar" diye konuştu.

Emir ayrıca Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel'in dün CHP'den istifa etmesine ilişkin "Beykoz’a çökmeye çalışıyorlar. Kirli bir operasyon yapıyorlar ve bunun üzerinden de belediye meclis üyelerini, başkan vekilini tehditlerle şantajlarla korkutarak orada bir siyasi dizayn yapıyorlar. Mahkemeler eliyle demokrasi, siyaset, sandık... YSK, kendini taca atmış, verdiği mazbataların hiçbir değeri kalmamış" değerlendirmesini yaptı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri

Pınar Uzun Okakın: Halkımız Demokrasiyi Çiğneyenlere Karşı Tepkisini Ortaya Koyuyor
CHP Lideri Özgür Özel: “Bizi Şiddete Çekemezler Ancak Asla Eve De Gönderemezler, Direneceğiz”
Murat Bakan, Yerlikaya’ya Polis Barikatı Getiren Plakasız Araçları Sordu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı’n Ziyaret Etti
Zeliha Aksaz Şahbaz: "Aile Hekimliği Yönetmeliği Değişiklikleri Sağlık Çalışanlarını ve Halk Sağlığını Tehdit Ediyor"