Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine konuştu.
Gökçen’in konuşması şu şekilde:
“Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Sayın Bakan,
Bütçe görüşmelerinin özel bir anlamı var. Yasamanın yürütmeyi denetleyebilmesi, halkın seçtiği temsilcilerin bakanlara karşı denetim işlevini yerine getirebilmesi için geriye kalan az sayıda araçtan biri bütçe.
Ancak son bütçe görüşmelerinden bu yana adalet alanında yaşananların baş sorumlularından biri burada değil. Sayın Bakan, sizden daha politik birinden bahsediyoruz: İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı. Siz en azından ara sıra çıkıp “Türkiye bir hukuk devletidir” diye açıklama yapıyorsunuz; ama bahsettiğimiz kişi çok daha politik bir profil sergiliyor.
Bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın bir röportajı var; okudunuz mu bilmiyorum. Röportajında bir kısımda “Başsavcı olunca yönetimden istifa ettim” diyor. Orada Eti Maden şirketinin Lüksemburg’daki şirketinin yönetim kurulu üyeliğinden söz ediyor; ancak açıkça yalan söylüyor. Çünkü elimizde bir belge var —birazdan size de vereceğim—; burada açıkça 29 Kasım 2024 tarihinde başlayan ve 2027’de yapılacak genel kurul toplantısına kadar sürecek bir görevden bahsediyoruz. O görev ise 6 Ağustos 2025 tarihinde sonlanmış görünüyor.
Sayın Bakan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı neden yalan söylüyor? Tarihler ortada; yapılan görev açıkça belgelenmiş. Ayrıca bakan yardımcılığı döneminde bu görevi yürütmesinin uygun olmadığı da ortada. Kendisinin mesleki geçmişi hakimlikten geliyor, sonra bakan yardımcılığı yapmış ve daha sonra başsavcı olarak atanmıştır. Belgeleri birazdan teslim edeceğim.
Anayasa’nın 140. Maddesi çok açık, kanun hükümleri çok açık. Bununla ilgili Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanı olarak neden işlem yapmadınız, yapacak mısınız?
Akın Gürlek göreve atandığından bu yana,
-Ahmet Özer gözaltına alındı, tutuklandı.
-Genel Başkanımız Özgür Özel hakkında defalarca resen soruşturma başlatıldı.
-Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat gözaltına alındı, tutuklandı.
-Ümit Özdağ gözaltına alındı, tutuklandı.
-Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın hakkında gözaltı kararı olmamasına rağmen gözaltı işlemi yapıldı.
-Buna tepki gösteren Ekrem İmamoğlu hakkında bir soruşturma daha başlatıldı.
-Ayşe Barım gözaltına alındı, tutuklandı.
-CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarda hep aynı bilirkişi görevlendirildi.
-Buna dikkat çeken İmamoğlu hakkında yine soruşturma başlatıldı.
-Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker, Seda Selek, Suat Toktaş, Kürşad Oğuz ifadeye götürüldü. Gazeteci Suat Toktaş tutuklandı.
-Kent uzlaşısı soruşturmasıyla Batıdaki Kürtlerin temsili suç olarak gösterildi, belediye meclis üyeleri gözaltına alındı, tutuklandı.
-TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras ifadeye götürüldü, yurt dışı yasağı getirildi.
-HDK operasyonlarında 52 kişi gözaltına alındı. Gazeteciler tutuklandı.
-Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler gözaltına alındı, tutuklandı.
-Eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç 34 kişiyle birlikte gözaltına alındı, 17’si tutuklandı.
-Ekrem İmamoğlu’nun 31 yıl sonra diploması iptal edildi.
-İmamoğlu, önseçimden tam dört gün önce, bu dört günlük gözaltı süresi hesap edilerek gözaltına alındı, 15.5 milyon yurttaşımızın oy verdiği gün tutuklandı.
-Kanser hastalığı nüksetme riski bulunan Mehmet Murat Çalık gözaltına alındı, tutuklandı.
-Gazeteci İsmail Saymaz gözaltına alındı, ev hapsi kararı verildi.
-Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan kent uzlaşısından gözaltına alındı, tutuklandı.
-İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, gözaltına alındı. Önce serbest bırakıldı, daha sonra tutuklandı.
-Boykot çağrılarında bulunanlar, Saraçhane’ye gidenler, barışçıl gösteri hakkını kullanan gençler gözaltına alındı, tutuklandı.
-İstanbul Büyükşehir Belediyesinde onlarca yönetici, bürokrat gözaltına alındı, tutuklandı.
-Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun sesi, görüntüsü, videoları, sosyal medyası yasaklandı.
-İstanbul Büyükşehir Belediyesine arka arkaya operasyonlar yapıldı.
-Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Parti Meclisi üyemiz Baki Aydöner, önceki dönem genel başkan yardımcımız, önceki dönem parlamenter Aykut Erdoğdu gözaltına alındı, tutuklandı.
-Başkanlarımız sıraya dizildi Sayın Bakan, görüntüleri basına servis edildi. Darbe dönemlerini andıran görüntüler ortaya çıktı.
-Suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla daha önce tutuklanan Aziz İhsan Aktaş tahliye edildi. Önce ev hapsi kararı verildi, bu kararın uygulanmadığı ortaya çıktı, ev hapsi kararı da kaldırıldı.
-Genel Başkanımız Özgür Özel hakkında tekrar soruşturma açıldı.
-Partinize oy vermeyen Gaziosmanpaşa halkının iradesini gasp edip Gaziosmanpaşa Belediyesine çöktünüz.
-Ekrem İmamoğlu’na siyasi davranan savcıları eleştirdiği için yeni bir dava daha açıldı.
-Leman Dergisi’nin karikatüristleri gözaltına alındı, tutuklandı. Dergiye saldıranlara tepki gösteren akademisyen tutuklandı.
-İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. Gününde Saraçhane’de buluşan gençler tutuklandı.
-İmamoğlu hakkında bu sefer diplomasının sahte olduğu iddiasıyla iddianame düzenlendi.
-Zeydan Karalar ve Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Muhittin Böcek gözaltına alındı. Zeydan Karalar ve Muhittin Böcek tutuklandı, Abdurrahman Tutdere hakkında ev hapsi kararı verildi.
-Cumhuriyet savcısı, bir oyuncak beyaz torosu masasına koydu, gururla profil resmi yaptı.
-Genel Başkanımız Özgür Özel hakkında yeniden soruşturma açıldı.
-İBB’ye tekrar operasyon yapıldı.
-İBB borsası kurulduğu, tutukluların ailelerinden para istendiği, bunun karşılığında iftira ifadelerinin imzalatıldığı ve tahliye vaatlerinin verildiği ortaya çıktı. Bunu yapan avukat, yurt dışına kaçarken yakalandı ve yine de serbest bırakıldı.
-İBB’ye tekrar operasyon yapıldı.
-İnan Güney gözaltına alındı, tutuklandı.
-Ekrem İmamoğlu’nun şoförü, özel kalem müdürü, koruma müdürü gözaltına alındı, tutuklandı.
-Müzik grubu Manifest hakkında soruşturma başlatıldı.
-CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyım atandı. Bu kararı eleştiren gençler gözaltına alındı, tutuklandı.
-AKP ve MHP’den telefonlar alan, fakat partisini bırakmayan Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu gözaltına alındı, tutuklandı. Belediye Meclis üyelerinden ne kadarı gerekiyorsa o kadarı gözaltına alındı. Bayrampaşa belediyesi CHP’li bir başkan seçti, seçim mahkeme tarafından iptal edildi. Tekrarlanan seçimde belediyeye çöktünüz.
-Soğuk Savaş isimli Youtube programında şaka yapan ve şakaya gülen gençler gözaltına alındı, tutuklandı.
-Ekrem İmamoğlu hakkında bu sefer de casusluk suçlamasıyla soruşturma başlatıldı, bir fotoğraf üzerinden ikinci tutuklama kararı verildi. Fotoğraftaki kişinin Lordlar Kamarasında İngiltere’de AKP temsilcileriyle toplantı düzenlediği ortaya çıktı.
-Merdan Yanardağ gözaltına alındı, tutuklandı, Tele1’e kayyım atandı.
-Konu CHP olunca, Zeydan Karalar’ı, Abdurrahman Tutdere’yi, parlamenterlik yapmış olan Aykut Erdoğdu’yu, Oya Tekin’i, Kadir Aydar’ı yargılamaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkili oldu,
-Konu Kütahya’ya gelince dosya ayrılıp İstanbul’dan gönderildi.
-Genel Başkanımız Özgür Özel’e saldıran kişinin daha önce cinayet işlediği ortaya çıktı,
-Planlı saldırgan tahliye edildi,
-Sadece sözlü yorum yapmış olan Fatih Altaylı Cumhurbaşkanına fiili saldırıdan tutuklandı.
-Bu ülkede ikili bir hukuk sistemi aynen böyle inşa edildi.
Daha birçok hukuksuzluk şöyle bir iddianameyle devam etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulundu. Parti kapatmaların demokrasiye zararlarını anlatarak iktidara gelenler, “Şiir okuduğum için hapse girdim” diyenler, onlarca dosyaya rağmen bir gün bile tutuklu yargılanmadı, sesi, görüntüsü hiç yasaklanmadı. Hiç iftira atılmadı, kadınlar çocuklarıyla tehdit edilmedi, iftiracı ol diye önüne yalan ifadeler koyulmadı, çocuğuna “babandan neden para aldın” diye sorulmadı. “Paraları sıfırladım babacım” diyenler hiçbir zaman yargı önüne çıkmadı. Babasının arsası kazılmadı, ailesi taciz edilmedi.
Şimdi,
Demokrasi tramvayından indiniz, son seçimlerin birinci partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’ni kapatmaya kalkıyorsunuz.
-Bir iddianamede “Cumhurbaşkanı adayı olmak” diye suç yazıyorsunuz.
-Noktası virgülüne, birbirini tekrarlayan, 15 gün arayla verildiği söylenen iki yalan ifadeyi alt alta koyanları korumaya hiç utanmıyorsunuz.
-Sonra da “bakın uyumlu ifadeler var, demek ki doğrudur” diye yazanları tutmaya hiç utanmıyorsunuz.
-Kurultayda “Özgür Başkan” sloganlarının suç gibi yazılmasının tüm Türkiye’ye vereceği zarardan hiç çekinmiyorsunuz.
-560 milyar yolsuzluk yalanını söyleyenlerin sesi çıkmıyor,
-Bavullarda para var diye haber yapanlar şimdi jammer olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor,
-1200 telefon alındı diye yalanlar söyleniyor, şimdi kendileri bile inkar ediyor,
-15 gizli tanığın 5’i iddianamede kayboluyor,
-TRT Selim İmamoğlu, babasından 772 milyon aldı diye haber yapıyor, gerçeği 772 bin TL çıkıyor.
-Önünüze gelen gazeteciye soruşturma açarken, o savcılarınız bu yalancılara bir tane bile soruşturma açmıyor.
Sayın Bakan,
Tam da nedense bu röportaj tam da bugüne denk geliyor. İddianamenin kabul edilmesi de şu ana denk geliyor. Siyasi davalar bir kenara, vatandaşa çok mu iyi davrandınız?
Davalar uzun sürüyor, istatistiklerinizin hepsine tek tek baktım, yargılamaların makul süreyi aşması adaletin geç gelmesine sebep oluyor.
Birinci derece mahkemeleri hızlandırıp topu yukarı atmalarına sebep oluyorsunuz. Anayasa Mahkemesi başvuruları rekor üstüne rekor kırıyor.
Anayasa Mahkemesi kararlarını da uygulamıyorsunuz. Can Atalay’dan sonra Tayfun Kahraman kararı da uygulanmıyor. AİHM kararları uygulanmıyor, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ halen içerideler. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarıyla infazlar uzatılıyor. İnfaz rejimindeki eşitsizlikler ailelerde travma yaratıyor.
İnfaz ve koruma memurlarının koşullarını iyileştirmek için verilen sözler halen tutulmuyor. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında çuvallayan, hukuk mezunları değil de kurduğunuz bu sistem gibi görünüyor.
Sayın Bakan,
Daha çok söylenecek söz var ama, ben sözlerimi burada noktalıyorum.
Tüm komisyona saygılar sunuyorum.”